Ancak zamanla insan yaşanmışlıkları, tecrübeleri ve en önemlisi farkındalığı ile netleşiyor. Din ile huzurun birbirleriyle yakından ilgili olduğundan şüphem yok artık. Nasıl mı?
Komplike bir yapının küçük birer parçasıyız. Ve inanıyor olmak, hayatımızı anlamlı kılan tek şey. Kendimi çarkın içindeki herhangi bir dişli olarak görsem ne kadar huzursuz olurdum tahmin edebiliyorum. İnsan yalnızca aldığı nefesin değerini farkettiğinde huzur buluyor çünkü. Bir de sevdiğinde..
Sevgi evet. Korku ile değil sevgi ile inanmaktan bahsediyorum. Hayır, öyle "Tanrı sevgidir." zırvası değil anlatmak istediğim. Bilirsiniz, etrafımızdaki birçok insan bir şeyleri yalnızca yapmak zorunda olduğu için yapar. Bu zorunlu hissetme de korkudan ileri geliyor. Ne kadar da bencilce.. Düşünsenize, ikinci bir hayata olan inanç.. Ve cennet, huri vaatleriyle, hiç sorgulamadan, yalnızca gelenekselleştiği için inanmak.. Bu gerçekten çok acı.
Kul olmanın köle olmaya eş değer görüldüğü bu düzende, kaderden tutun da ibadete, yaratılış nedenimize kadar her şey ama her şey koskocaman bir bilinmezlik içinde aktarılıyor gelecek nesle. Kimse ne yaptığının farkında değil. Kimi yazılmış bir hikayenin kahramanı olduğunu düşünüyor ve elleri ceplerinde hiçbir şeye müdahale edemeyeceğini sanarak yalnızca nefes alıyor. Kimi ise cehennem korkusuyla, "yanmamak" için ibadetleri bir rutine dökmüş ve alışkanlık haline getirmiş. Oysa ibadet dediğimiz şeyleri neden yaptığını bile bilmeyen, Tanrı'yı kendine inanmayanları ateşlerde yakacak bir zorba bilmiş, binbir türlü kısıtlamalar ve saçmalıklar arasında huzur arayan bu insanlar gerçekten de yaşamıyorlar.
Kul olmak, "muhattap alınmaktır" halbuki. Ve insanın, aklının sınırlarını zorlayan bu kavramlar arasında boğulmaması için de birazcık düşünmesi gerekir. Bu kadar önemli, hayati ve temel bir mevzuda hiçbir fikri olmadan yaşayan insanlara üzülmeyeyim de ne yapayım? İşin en tuhaf yanı da, bu farkındalığın bana esasında herkesten çok daha fazla bir sorumluluk yüklemesi..

Diyeceğim şudur dostlar;Tanrının varlığına inanmak için hiçbir şeye ihtiyacım yok. Çünkü hissediyorum.
Ve geceleri uyumadan önce dilime düşen tek bir cümlenin iç huzuruma katkısı çok büyük.
O cümle de şu: "Seni seviyorum."
Ha bu arada, O da seviyor. Biliyorum :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder