6.11.11

Peri Masalı

Geleceğe dair düşündüğüm zaman, bir yuvadan ziyade yuvanın içindeki küçüklere odaklıyım. İki kişiden oluşan bir birliği kutsallaştıran onlar diye sanırım. İki kişinin kutsal ne yanı var ki? Aşk, meşk, sevgi, tutku ve sadakatin kutsallığına ergenlik döneminde inandım yalnızca. Aşklar o zaman ölümsüzdü ve ben hayallerimdeki evin içindekilerden ziyade, yalnızca pembe panjuruyla ilgiliydim o zamanlar. Sonra anladım, hiçbirimiz vazgeçilmez değildik. Sen de, ben de. Panjurlar önemini yitirdi birden. Ve artık pembe olması hiç mühim değil.

Bir kızım olsun istiyorum. Hayatta sahip olmayı istediğim dört şeyden biri bu. Kız çocuk isteğinin altında yatan nedenleri merak etmişimdir hep. Saçını taramak ve süslemekten çok daha fazlası olduğuna inanıyorum nedenlerimin. Olmalı da. Bir oyuncak değil çünkü istediğim. İşin süs püs kısmına değinmem bile gereksiz zaten, anasının kızı o.

Peki ya neden istiyorum?
Ah blog, erkeklerin kadınlardan daha "düz" ve "gerçek" olduğuna inanıyorum artık. Erkekler var olanı göründüğü gibi algılamakta bir numara. Haliyle hayatları bizim gördüğümüzden pek farklı değil, düzler. Ama biz apayrıyız. Kadınlar öyle ki, her biri farklı bir masalda yaşıyor gibi. İşte ben kendi masalımdan bir yenisini daha çıkarmak için düşlüyorum belki de o kızı. Masalıma masal katmak için.
 
 
 
"Erkek" bir yolda yürümektir,
"Kadın" ise havaya bakmak...

Düşünüyorum da,
havaya bakarken ben,
elimden tutup yollarda yürüyecek erkekler mi dindirecek yalnızlığımı?
Belki de yalnızca, sonu olmayan bir masalın içinde havaya bakan iki kadın olmamızı istiyorum kızımla.

Bilmiyorum,
İstiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder