25.4.12

YAĞMUR PSİKOLOJİSİ


Yağmur yağdığında çökmeyecek bir psikoloji gerek bana. İşte o zaman benden bir süper kahraman olabilir. Yağmur yağdığında çekmeyen antenler gibiyim çünkü. İki damlada içim kararıyor. Ruhum parazitleniyor. Ruh dediğin somut bir şey olsa, benimki karıncalı gözükür herhalde yağmurlu havalarda. Ya da simsiyah bir fon üzerine beyaz harflerle yazılı "Sinyal yok" yazısı taşır göğsünde. 

Düşen her bir yağmur damlası, akreple yelkovana tutunurarak ağırlık yapar. Akreple yelkovan hareket edemez ve zaman zoraki durur yağmur yağdığında. Bak bugün de yağıyor. Zaten duygusalım. Yağmurda duygularım sel. 

İşte böyle her yağmurda karıncalanırım ben. Ruhum farkedilmek için içimi burkar çünkü. Elleriyle içimi karıştırır. Sonrası onunla ilgilenmekle geçiyor işte. Onu neşelendirmeye çalışmakla. Duygularımı alır ruhumun eline tutuştururum, oynasın diye. Çocuk gibi oynayıp oynayıp sonunda bozsa da kızamıyorum işte.

Yağmur damlaları yeryüzüne çarptıkça, ruhum da duygularımı alıp o duvardan bu duvara bir güzel çarpar. Mutluluğumun dudağı patlar, sevincimin kaşı yarılır, neşemin burnu kanar. İçim sıkılır, moralim bozulur..

Yağmur psikolojisi diye bir şey var bildiğin. Bugün içimi karartan da, bu yazıyı bana yazdıran da o.

Bak bu da en sevdiğim şarkılardan biri;

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder